“Ey Rusya, yanıt ver bana, nereye
uçup gidiyorsun böyle?”
N.V.Gogol
Gogol. Rus edebiyatının en renkli, sivri dilli büyük
yazarlarından. İronik dili, toplumun içinden seçip çıkarttığı karakterleri,
basit anekdotları ile yaptığı büyük eleştirileriyle Rus edebiyatının en bilinen
isimlerinden Gogol, başarısıyla taçlanmış birçok yazar gibi acı bir hayata
sahipti. Ruhsal dünyasını ateşleyen bir hastalıktan (bipolar) muzdarip olan
yazarın eserleri de bu hastalıktan payına düşeni almıştır. Ölü Canlar, Gogol’un
yarısını hastalığı sebebiyle yaktığı, sonu belli olmayan bir romandır. Bu
eksikliğine ve hasarına karşın eşsiz bir başyapıt olarak
nitelendirilebilmektedir. Kapitalist sisteme ve dönemin Rusya’sına dair usta
bir dille yergi barındıran Ölü Canlar oldukça ilgi çekici, sürükleyici bir
konuya sahiptir.
“Asıl amacı gizleyen bir perde
yalnızca ölü canlar.”
Çiçikov. Okuyucuyu çeşitli fakat özlerinde hep aynı sığlığa
mahkum birçok karakterle okuyucuyu tanıştıran roman kahramanı. Kente yabancı
olarak gelen Çiçikov herkesin gözünde ideal vatandaş tipidir ancak onunla
iletişime geçen herkes birbirinden farklı bir hayat sürmektedir. Toprak
sahipleri, kaymakam, postacı, uşaklar, general, kibar hanımlar. Bir Rus
tablosunda olabilecek herkes. Çiçikov ise onlardan üstün bir karakter değildir,
amacı uğruna nasıl hareket edeceğini bilen yetenekli bir oyuncu gibidir.
Hayatını bir amaç doğrultusunda kuran, o şekilde yaşayan Çiçikov para arzusunun
hangi uç noktalara kadar ulaşabileceğinin en iyi örneklerinden biridir. Gücün
artık para ile sağlandığı dünyada Çiçikov kendisine bir yol bulmaya çalışmaktadır
ve bulduğu yol daha önce akla gelinmeyen ölü canlardır. Tanıştığı çoğu kişiyle
iyi ilişkiler kuran Ççiçikov o dönemki feodal/kapitalist sistemin bir parçası
olan toprak sahibi ve köylü çatışmasını kullanmaktadır. Yalnızca buradaki
köylüler ölmüş fakat kaydı silinmemiş olanlardır. Çiçikov’un ölüler üzerinden
para kazanmayı hedeflemesi dünya düzeninin ne kadar ürkütücü bir seviyeye
geldiğini gösteren bir temsildir. Gogol bunu mizahi diliyle okuyucuya
sunmaktadır.
“Rus insanı kendini sıkıştıracak birine
ihtiyaç duyar her zaman, yoksa anında miskinleşir, uyuşur.”
Gogol’un bu eserinde Rus toplumuna dair pek çok eleştiriye
rastlamak mümkündür. Absürt bir para kazanma çabasının ardında saklanan
mesajlar hep aynı kapıya, toplumun yozlaşmasına çıkar. Bir süre için Çiçikov’un
başarılı giden macerası fark edilmesiyle birlikte sekteye uğrar fakat
sonrasında ne olduğu hakkında herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Çünkü kitabın
ikinci yarısı Gogol tarafından yakılmış, sadece bir kısmı kurtarılabilmiştir.
Yarım kalmış haliyle bile oldukça etkileyici olan bu eser dünyanın garip,
tüyler ürpertici bir yüzünü edebiyat tarihine sunmaktadır; Ölüler bile para
içinse canlılar ne yapmalı?
Şmü