CÜMLELERİN DAVASI


"Mantık şüphesiz sarsılmazdır fakat hayatta kalmak isteyen bir insana karşı da çaresizdir." 

Franz Kafka

 

Franz Kafka. Yaşadığı dünyayı kurgularıyla eleştiren bir yazar. Kafka, baş karakterini bir sabah böceğe dönüştürmesi ile anılan, her kitaplıkta kendisine yer bulabilen bir deha. Çek asıllı olan Avusturyalı yazar, nefes aldığı çağı kelimelere dökmekte ve o kelimeleri büyülü bir biçimde sergilemekte çok başarılıydı. Kafka'nın kitaplarının buluştuğu ortak nokta sadece eleştiri yapıyor olması değildir, Franz Kafka toplumu, sistemi, çağı eleştirir fakat işlediği sorunlara asla çözüm önerme. Bu Kafka'nın Dönüşüm'ünde de, Dava'sında da var olan ortak bir özelliktir. Bir bürokrasi eleştirisi olan Dava'da sistem her yönü ile sınanır, bütün haksızlıklar ortaya dökülür ama çözüm hiçbir zaman satırlarda yer almaz. Kafka'nın romanında kağıda işlediği şu söz kitabın özünü yansıtmaktadır;

 

"Adaletin hareket etmemesi gerekiyor. Yoksa terazi sallanır ve doğru ölçemez." 



Roman, başkahramanı K. 'nın tutuklu olduğunu öğrenmesi ile başlayıp, saplanıp kaldığı muamma dava sürecini anlatmaktadır. K.sıradan biridir, sıradan bir işi olan, sıradan bir yaşam süren bir insanken bir davaya mahkum edilmesiyle birlikte bu sıradanlık bozulur. Tutuklu olduğunu öğrenmesine karşın gündelik hayatına katılmak zorunda olduğu dava dışında normal bir şekilde devam eden K.özgürlüğün aslında sınırlar içinde yaşandığının temsilidir. Davanın nedeni kitap boyunca ne K.'ya ne de okuyucuya söylenmektedir. Büyük bir bilinmezlik içinde ilerleyen kitapta olay akışı boyunca çeşitli karakterler yer almaktadır. Hepsinin mahkemeye ve dolayısıyla davayla bir ilgisi ya da hakkında bilgisi olan bu karakterlerin birçoğu sadece o an için vardır. Kitabın geri kalan satırlarında unutulan karakterler, Kafka'nın eleştirdiği bürokrasi sisteminin ayrı, karanlık taraflarını fısıldayıp yok olurlar. K.başlangıçta pek umursamadığı fakat sona yaklaştıkça endişelendiği davasına dair pek çok yardım alır ama bütün bunlara rağmen yine yalnızdır. Ele aldığımız sözde hareket etmemesi gereken adalet, K.içinde kıpırdamaz. Dava süreci neredeyse hiç ilerlemeye K.masum olduğu için kurtulacağına inanır ama terazi her ne kadar sabit dursa da her iki kefesi boş olduğundan bir adalet sağlamaz. Ortada olmayan bir suç için cezalandırılan K.neredeyse herkesin dahil olduğu, bir tiyatro oyunu gibi sergilenen mahkeme sürecine karşı çaresizdir. Davayı kazanmak için attığı her adımda tökezleyen K.kaderine yani mahkemenin kararına razı olmaktadır.  Mahkemenin yaklaşık bir yıl süren bu dava sonucu aldığı karar ise K.'yı adaletin terazisinin altında ezmektedir. 

 


"Bir meseleyi doğru anlamak ile yanlış anlamak karşılıklı olarak birbirini dışlamaz." 

Roman, sonuna ulaşmadan bir bölüm evvel hapishane rahibi ile hem rahatlatıcı hem de huzursuzluk veren bir sohbet eden K. artık doğru ve yanlışın üzerinde durmamaktadır. O noktada yenilgiyi kabul eden K. için "doğru" kurtarıcı değildir, "yanlış" ise rahibi hikayesindeki bekçi ya da kapının ötesinde saklananlar değildir. Sadece bir belirsizlik vardır. K.'yı davaya sürükleyen belirsizlik onu olmaması gereken sonuna doğru götürmektedir. 

K.'nın davasının geçtiği her süreç, Kafka'nın kaleminden çıkan ayrı bir eleştirildi. Nedensiz ve cevapsız olan bu dava, insanı balkondan bir özgürlüğe hapis eden düzenden başka bir şey değildir. 

 


ŞMÜ